14 Aralık 2016 Çarşamba

Corner Valdobbiadene Prosecco Superiore DOCG 2014 Extra Dry (Veneto, İtalya)

Prosecco (proseko) İtalya'nın kuzey doğusunda, Veneto bölgesinde üretilen, İtalya'nın apelasyon sistemine göre DOC statüsü kazanmış bir köpüklü şarap. Fransa'nın şampanyası (champagne) yada İspanya'nın kavası (cava) gibi... Ancak üretim tekniği onlardan biraz farklı. Şarabın köpüklü olmasını sağlayan ikinci fermantasyon şampanya ve kavada şişede gerçekleşirken prosekoda çelik tankta gerçekleşiyor. Bu yüzden üretimi görece daha kolay ve daha ucuz. (bu da satış fiyatlarına yansıyor.) Valdobbiadene ise Prosecco şarap bölgesinde, yüksek ve eğimli yamaçlarda bulunan bir köy. Buradaki bağlarda üretilen prosekolar daha kaliteli oluyor-muş. Bu sebeple, DOCG statüsü kazanmış kendi apelasyonu var: Valdobbiadene Prosecco Superiore. 

Bu Valdobbiadene prosekosunun etiketinde bir de hasat yılı, yani 2014 yazıyor -ki genelde yazmaz. Köpüklü şarapların büyük çoğunluğu farklı hasat şarapların bir harmanıdır. "Corner"a gelince... webden Valdobbiadene'de böyle bir üreticinin varlığına ilişkin birşey bulamadık. Ancak bazen belli başlı market zincirleri yerel üreticiden şarabı daha ucuza alıp kendi şişeleyebiliyor. O., etiketindeki adrese bakarak bu şarabın üreticisinin La Gioiosa olabileceğini düşünüyor. La Gioiosa da oldukça tanınmış, çeşitli uzmanlardan da pozitif yorumlar alan iyi bir üretici.*

Şarap açık sarı renkte, yüksek ve diri asiditesi ile fevkalade tazeleyici, %11 alkol oranına sahip, meyvemsi, ortaya yakın ince gövdeli ve hafif. Kendisi elle hasat edilmiş glera, chardonnay ve pinot bianco üzümlerinden oluşmuş bir harman. Burunda yabani çiçek, yeşil elma ve narenciye aromaları hakim. (burnu biraz da toniği andırıyor aslında). Damakta ise greyfurt ve misket limonu benzeri narenciye notaları baskın; oldukça yüksek ve diri bir asiditenin enerjisi hissediliyor. Extra dry bir köpüklü olarak, şarabın artık (residual) şeker oranı da yüksek olmasına rağmen, fevkalade dinamik asiditesi sebebiyle herhangi bir tatlılık izine rastlanmıyor. Meyvemsi ve orta uzunlukta hoş da bir bitimi var.

Biz bu şarabı 6-7 dereceye kadar soğutup suşi ile beraber açtık, şaşırtıcı biçimde uyumluydu. Kullandığımız (az tuzlu) soya sosu ile dahi iyi geçindi - inanamadık. Malumunuz suşi ile şarap genelde birbiri ile pek anlaşamaz. Normalde biz de sake yada birayı tercih ediyorduk. Lizbon'daki Tasca Kome'de suşinin bir vinho verde (Antonio Lopes Ribeiro, beyaz 2014) ile dostluklarına tanık olunca, Uzak Doğu mutfağında şaraptan vazgeçmemeye karar verdik... herneyse, uzun lafın kısası... güzel bir proseko idi, sevdik kendisini.

Görsel: Eric Zener'in fotoğraf gerçekçiliğindeki sualtı resimlerinden, "Love", yağlı boya. http://www.ericzener.com/past-work/nggallery/page/1#gallery/1712/81

*http://www.decanter.com/reviews/veneto/la-gioiosa-prosecco-superiore-brut-2014/
http://www.winemag.com/buying-guide/gioiosa-nv-extra-dry-italian-white-glera-valdobbiadene-prosecco-superiore

12 Aralık 2016 Pazartesi

Likya Patara beyaz 2015 (Antalya, Türkiye)

Bağları Antalya Elmalı'da bulunan Likya'nın, sauvignon blanc, chardonnay ve çalıbağ yerel üzümünden harmanlamış sek aperatif beyaz şarabı. Saman sarısı renginde, %12,4 alkol oranına sahip, orta gövdeli, yumuşak, hoş dokulu ve hoş kokulu, mümkün mertebe genç ve erken tüketilmesi gereken bir beyaz. Düşük asitli bir şarap olmasına rağmen ruhsuz da değil: duru, taze, entegre ve aromatik. Aperatif yada kokteyl şarabı olarak -belki yanına bir peynir tabağı ile- oldukça keyifli ve hoş içimli.

Sauvignon blanc üzümüne özgü karakteristik aromaların ön planda olduğu, yeşil, otsu ve çiçeksi notalara, kavrulmuş limon kabuğu ve portakal kabuğu rendesini andıran nüansların eşlik ettiği, hafif ve derinden bir mineralitenin de kendini hissettirdiği hoş bir burnu var. Damakta  narenciye ve yeşil biber notalarının ağır bastığı, hafif tereyağımsı nüansların da arkadan eşlik ettiği oldukça zarif ve yuvarlak bir şarap. Bitimi ise zarif olmakla beraber biraz kısa.

Şişeyi 8 dereceye kadar soğuttuktan sonra açtık. Oda sıcaklığına yaklaştıkça şarabın aroma yelpazesi daha da zenginleşmekle beraber düşük asiditesi kendini biraz daha fazla hissettirdi. Şarabın asitlilik oranı herhangi bir yemeğe eşlik etmesini önlemekle beraber gevşek ve ruhsuz bir yapıya sebebiyet verecek kadar da düşük değil. Hatta kendisi içtiğim en güzel Türkiye beyazlarından biri ve 20 tl civarı fiyatı ile iyi bir fiyat/kalite şarabı.

Ayrıca üreticinin, şarabın asiditesini arttırmak için üretim süreci içinde manipulasyona (asidifikasyona) gitmemiş olması açıkçası hem biraz şaşırtıcı hem de sevindirici. Sevindirici, çünkü en azından benim kişisel deneyimim sonradan asit eklenen şarapların genel bütünlüğünün ve harmonisinin bozulduğu yönünde. Tabi yanılıyor da olabilirim ama her koşulda bir şarap üreticisinin böyle bir sorunu manipulatif yöntemlerle kolayca çözmek yerine, bağda, hasat vaktinin belirlenmesi, üzüm cinsi seçimi yada bağdaki konum farklılığına dayalı çeşitli bağcılık teknikleri ile çözümlemeye yönelmesi, yere özgü ve karakterli şaraplar üretmesinin yolunu açacaktır... Valhasılı takipteyiz.

Görsel: Jack Vettriano, "Mad Dogs..."
Not: Napa Vadisinde asidifikasyonla ilgili bir makale:  http://www.worldoffinewine.com/news/acid-test-acidity-and-acidification-in-napa-valley-4849842

7 Aralık 2016 Çarşamba

Deinhard Secco Frizzante

Bir Alman firması tarafından üretilmiş hafif-köpüklü (frizzante) bir beyaz şarap olan Deinhard Secco, hoş dokusu ve ferahlık duygusu veren canlı asiditesine rağmen, pek de aromatik olmayan, şekerli olması hasebiyle yanına da herhangi bir yiyeceği yakıştıramadığım, dolayısıyla şişeye iliştirilmiş broşürdeki mankenlerin neden ayılıp bayıldığına da kendimce pek anlam veremediğim bir şarap oldu. 

Kendisi muscato üzümünden yapılmış açık sarı renkli, %9,5 alkol oranına sahip, yumuşak ve az köpüklü bir beyaz. Burunda ananas, hanımeli ve hafiften yanık plastik kokusunu (?) andıran nüanslar hissediliyor. Damakta ise tatlımsı; canlı ve meyvemsi bir asiditeye sahip ancak yoğun ve aromatik olduğu söylenemez. Orta uzunlukta da bir bitimi var. 

Ne içildiğinin fazlaca önemi olmadığı ortamların aperatif şarabı gibi geldi bana... hani. neden olmasın, hafif, ferah, taze ve köpüklü...

Görsel: Steve Smith'ten bir yağlı-boya. (http://perspectivedaily.com/the-escapism-of-steve-smith)

5 Aralık 2016 Pazartesi

Chateau Jolys Cuvée Jean 2011 (Jurançon, Fransa)

Cuvée Jean, Chateau Joly'nin Jurançon'da ürettiği beyaz bir tatlı şarap. Jurançon Güney-batı Fransa'nın Pirene eteklerinde bulunan kendi apelasyonuna (AOC) sahip bir şarap bölgesi. Tatlı beyaz şarapları ile ünlü olmakla beraber sek beyaz şarap da üretiliyor. Cuvée Jean'ın yapıldığı petit manseng bağları ise Pirene yamaçlarındaki kireçli ve killi topraktan oluşan oldukça eğimli bir arazide bulunuyor. Üzümler passerillage yöntemi ile elle hasat ediliyor.*

Cuvée Jean 2011, zarif, canlı, kompleks, dengeli, damakta yoğun ama hafif ve yuvarlak, aşırı tatlı olmayan dolayısıyla da insanın içini baymayan hoş bir tatlı şarap. 9 ay meşe fıçıda bekletilmiş, açık altın sarısı renginde ve %13 alkol oranına sahip bir petit manseng sepajı. Üreticisi şaraba 2021'e kadar ömür biçiyor. 37,5 cl'lik şişesi ile 70 tl civarında satılıyor.

Petek ve bal kokularının hakim olduğu oldukça kompleks ve parfümlü bir buruna sahip. Bal notaları, sarı çiçek ve meyve nüansları ile derinleşip boyut kazanıyor. Damakta da oldukça hafif, yoğun ve kalıcı. Tatlı şarap ile kişisel olarak aram pek iyi olmasa da bu şarap bana Türkiye'deki geleneksel damak zevki ile çok uyumlu gibi geldi. Antep baklavalarının hafifliğini, iyi hazırlanmış bir aşurenin zarif tadını, ballı tatlıları anımsattı. 

Biz o. ile bu şarabı yemeğin sonunda aperatif olarak içtik ama mesela yanına cevizli ve (Kahramanmaraş) kaymaklı  dondurma yakışırmış... Yada kış için havuçlu kek, elmalı tart, cevizli sucuk... gibi tatlılarla da farklı bir uyumu olabilir. Hatta ceviz ve peynirle beraber de hoş bir tatlı-tuzlu birlikteliği yakalanabilir sanki. 

*Passerillage yönteminde üzümler olgunlaştıktan sonra bağda (dalında)  kurumaya bırakılıyor; hasat  Ekim ortasından başlayıp Ocak ayının ilk haftasına kadar devam  ediyor. Böylece dalında kurumaya bırakılan üzümlerin şeker konsantrasyonu artıyor ve aromaları yoğunlaşıyor. Bu yöntem İtalya'nın 'passito'suna da benziyor, ancak passito yapımında kullanılan üzümler genelde hasat edildikten sonra kurumaya bırakılıyor.

1 Aralık 2016 Perşembe

Visiega Cava Rosada Brut Metodo Tradicional (Katalonya, İspanya)

Visiega Cava Rosada, pembemsi somon renginde, meyvemsi, hafiften tatlımsı, tazeleyici, bol köpüklü, oldukça hoş ve kolay içimli, %12 alkol oranına sahip bir roze köpüklü şarap. Barselona'nın Sant Sadurni d'Anoia yöresinde Castellblanch tarafından geleneksel yöntemle (şampanya gibi) üretilmiş, %70 trepat %30 garnacha üzümlerinden oluşmuş bir kupaj. Castellblanch bir kaç şarap rehberinde ismi "güvenilir" olarak geçen bir firma; 1908 yılında kurulmuş, bir aile işletmesiyken yakın zamanda İspanya'nın büyük kava (cava) üreticilerinden Freixenet tarafından satın alınmış.

Şarabın oldukça zengin, hoş ve aromatik bir burnu var: ahududu, frenk üzümü gibi taze kırmızı orman meyveleri ve kırmızı greyfurt notalarına çiçeksi nüanslar eşlik ediyor. Burun ve damak arasında bir süreklilik var. Hafif tatlımsı damağı, kırmızı greyfurt ve frenk üzümü meyvemsiliğinde canlı asiditesi ile iyi dengelenmiş.  Meyvemsi, zarif ve orta uzunlukata bir bitimi var.

Geçen hafta market'ten 50 tl'ye aldığmız bu şarabı fiyat-kalite performansı açısından oldukça pozitif buldum. Şişeyi mercan tavanın yanında, 7-8°C'ye kadar soğuttuktan sonra açtık. Tava ile fena olmadı. Balığın yanında genelde beyaz şarap tercih ediyorduk, bu roze köpüklü ile farklı bir uyumları oldu. Gerçi mercanın yanına biraz daha asitli bir şarap belki bir tık daha iyi olabilirdi... Fakat bu şarabın da oldukça esnek bir yapısı var; tek başına, aperatif yada kokteyl şarabı olarak da oldukça lezzetli ve eğlenceli bir seçenek. Diğer yandan beyaz et tabakları ile de uyumlu görünüyor. Aslında sirkesiz-az limonlu zeytinyağlılarla, ve sebze tabakları ile nasıl olur diye de merak ettim - baya iyi olabilir... Daha önce Visiega Cava'nın beyazını da tadıp beğenmiştik. Bu rozeyi de sevdik, bilakis hoş.

Görsel: Joaquim Mir Trinxet.