25 Ekim 2016 Salı

Domain de Chevalier 2008 rouge, Pessac-Léognan (Bordeaux, Fransa)

Domain de Chevalier (domen dö şovalye okunur), Bordeaux'nun sol yakasında, "Grand Cru Classé de Graves" statüsüne sahip  Graves bölgesindeki Pessac-Léognan (pesak leonyon okunur) apelasyonu içinde bulunan tanınmış bir üretici. Domain de Chevalier 2008 Rouge, bu üreticinin eski bağlarından elde ettiği %66 cabernat sauvignon , %25 merlot ve % 9 petit verdot üzümlerinden harmanlanmış üst-gam kırmızı şarabı. (Alt gamındaki ikinci kırmızısı ise L'Esprit de Chevalier.) Hugh Johnson (Hugh Johnson's Pocket Wine Book'da) Domain de Chevalier'yi fiyat-kalite şarapları üreten iyi bir şato olarak gösterip 4/4 yıldız vermiş. Şatonun 2008 milesimi için ise H. Johnson dahil pek çok şarap uzmanı oldukça pozitif şeyler yazmış - Robert Parker, örneğin, 2010 kadar etkileyici bulduğunu söylüyor.

Mora çalan koyu bordo renkli bu kırmızının, denge, ölçü, yalınlık, bütünlük ve derinlik kavramları ile tanımlanabilecek,  kendine has bir karakteri var. Sadece tat ve koku profili ile değil strüktürü ve dokusu ile de o kadar dengeli ve entegre bir şarap ki sanki hiç bir şey eksiltemez ve ekleyemezmişsinizcesine bir tamamlanmışlık, bitmişlik ve bütünlük hissi veriyor. Benzer biçimde aroma ve tat paletini oluşturan meyvemsi, çiçeksi, baharlı ve minarel öğeler de ölçülü bir denge içinde entegre olmuş, hiç biri bir diğerine baskın çıkmıyor; daha ziyade tamamlıyor, derinlik ve boyut kazandırıyor. 

Yumurta beyazı ile inceltilmiş ancak filtrelenmemiş, orta-gövdeli,  %30'u yeni fıçı olmak üzere 16 ila 20 ay meşe fıçıda dinlendirilmiş. Yuvarlanmış tanenleri, canlı asiditesi ve %13,5 alkol oranı ile iyi dengelenmiş sağlam bir strüktüre sahip, oldukça aromatik, kompleks ve damakta kalıcı bir kırmızı. Burunda siyah/mor orman meyveleri ve mürdüm eriği, sardunya benzeri çiçeksi nüanslar (ben sardunya ve belki biraz da zakkuma benzettim ama o. leylak diyor), grafiti andıran mineral notalar, tütün ve vanilya eşlik ediyor. Damak burunu takip etmekle beraber hafif meyankökü notaları da ekleniyor. Meyvemsi bitimi ise oldukça hoş ve fevkalade uzun.

Şarabı özel olarak dekante etme gereği duymadık ama zamana yaydığımız için şişede ve kadehte bir iki saat havalandı sanırım. Yine de önceden bir kaç saat daha havalandırmış olsaydık nasıl olurdu acaba diye merak ettim açıkçası. Ayrıca bu şaraptan bir şişe daha olsaydı, içmek için birkaç yıl daha beklemek isterdim - çünkü yıllandıkça daha da açılıp derinleşecekmiş izlenimi verdi bana. Genelde uzmanlar bu şarabı kuzu etiyle önermiş fakat ne yazık ki bu öneri bizim için tam çalışmadı. Kuzu kaburga şarabı ezdi bir miktar... aroması biraz daha nötr bir kırmızı etle daha iyi olabilirdi.

Görsel: Henry Moore, Reclining Figure, 1936 (elm wood)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder